• boşanma

BOŞANMA

Bugün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de boşanma gittikçe artış göstermektedir. Boşanma esnasında boşanan bireyler, varsa çocuklar ve hatta geniş aile bu durama farklı reaksiyonlar gösterebilirler.

Boşanma süreci her iki taraf içinde oldukça stresli bir dönemdir.  Antlaşmalı olarak boşanma gerçekleşse de bireyler bitmiş olan ilişkinin kaybını yaşamaktadırlar. Hayata tek başına yeniden başlamak zorlu bir süreçtir. İçinde birçok duyguyu bir arada bulundurur. Üzüntü, korku, kaygı, yalnızlık gibi. Bireyler verdikleri kararı zaman zaman sorgulamaya başlaya bilir ve duyguları arasında karışıklık yaşayabilirler.  Kendilerini, becerilerini, hayattaki rollerini, sevebilme ve sevilebilme yetilerini, değer ve yeterlilik inançlarını kaybedebilirler. Hayatlarındaki bu boşluğu bir önce doldurma ihtiyaçları ortaya çıkabilir. Ani ve hızlı karar verme olasılıkları yüksektir.

Çocuklu boşanmalar var olan bu sürecin daha zorlu geçmesine neden olabilmektedir. Ebeveynler arasında yaşanan anlaşmazlıklar, boşanan bireyleri daha çok strese girmesine neden olabilmekle beraber, çocuklarında bundan negatif olarak etkilenmesine neden olabilmektedir.  Çocuğunun zarar gördüğünü gören ebeveyn karşı tarafa karşı öfke beslemeye başlayabilir ve beklentilerini arttırabilir. Her karşılanmayan beklenti, durumu bir adım daha olumsuza sürükleyebilir ve negatif duyguların artmasına neden olabilir. Böyle durumlarda beklentilerin azaltılması ve daha sağlıklı iletişim kurulma yoları aranmalıdır.

Boşanma ve Çocuk

Farklı yaş grubundaki çocuklar boşanma sürecine farklı tepkiler gösterebilir. Küçük yaş grubundaki çocukların anne ve babalarının neden bir arada olmadığını anlaması zor olmaktadır. Anlam veremedikleri bu durum onları korku ve kaygıya götüre bilmektedir. Bu süreçte anne ve baba olarak, çocuğa her ne olursa olsun sevildiği ve güvende olduğu hissettirilmelidir.

Yaşı bir az daha büyük çocuklarda ve ergenlerde üzüntü kendisini öfke olarak gösterebilmektedir. Bu süreçte anne ve babanın sınırları net olarak belirlemesi ve çocuğun duygularını fark etmesi gerekmektedir.

Hangi yaş grubunda olursa olsun çocuklar ebeveynlerinin arasında kalamamalı ve seçim yapmak zorunda bırakılmamalıdır.

Çocuklara Boşanma Nasıl Anlatılmalıdır

  • Anne ve baba birlikte bu konuşmayı yapmalıdır
  • Çocukla konuşurken sakin, hoşgörülü ve yumuşak bir dil kullanılmalıdır
  • Bu konuşma esnasında anne ve baba birbirini suçlayıcı bir tavır sergilenmemelidir
  • Bu ayrılığın ortak olarak verilmiş bir karar olduğunu çocuğa belirtilmelidir
  • Bu karara varmadan önce çok caba sarf ettiklerini ve tüm yolları denedikleri anlatılmadır
  • Evliliklerinin bitmesinin anne ve baba olarak ona karşı olan tutumlarının değişmesi anlamına gelmediği anlatılmadır.
  • Anne ve babasının bir arada yaşamamasının onun hayatını etkilemeyeceği güveni çocuğa verilmelidir
  • Anne babasının onu hala çok sevdiği ve bunun değişmeyeceği güveni sağlanmalıdır
  • Bundan sonraki hayatının nasıl olacağı anlatılmalıdır. (Nerede yaşayacağı, kiminle yaşayacağı, diğer ebeveyni ne sıklıkla göreceği gibi)
  • Çocuk seçim yapmak zorun bırakılmamalıdır

Çocuklar bu haberi aldıklarında farklı tavırlar sergileye bilir. Ağlamaya başlaya bilir, bağıra bilir, umursamazca odadan ayrıla bilir veya öfkelene bilir. Ebeveyn için bu tepkilerle karşılaşmak çok zordur. Burada çocuğa hissettiği duyguyu yaşamasına izin verilmelidir. Bugüne kadar bildiği hayatın değişiyor olması onun için bir kayıptır. Özellikle küçük yaştaki çocuklar kendilerini suçlama eğilimini gösterebilir. Çocuğun soracağı sorulara net ve doğru cevaplar verilmelidir.

Boşanma sürecince tüm bireyler kayıp sürecinden geçmektedir. Kayıp 5 evreden oluşmaktadır.

  • İnkâr

‘Bu benim başıma gelmiş olamaz.’ Bireyler başlarına gelen durumun varlığını inkâr ederler.

  • Öfke

Neden ben sorusu ile başlar bu süreç. Bireyler bunun kendisine yapılan bir haksızlık, bir hata olduğuna inanır ve var olan duruma karşı öfke besler.

  • Pazarlık

Bireyler var olan durum karşısında iyi davranışlar gösterdikleri taktirde durumu değiştirebileceklerine inanırlar.

  • Depresyon

Bireyler durum karşısında çaresiz olduğunu fark eder ve durumu anlamaya ve kabullenmeye çalıştıkları dönemdir.

  • Kabullenme

Bireyler artık var olan durumun netliğini fark eder ve bunu kabullenir.